EĞİTİM - ÖĞRETİMDE DEĞİŞİM ve GELİŞİM
Baş döndürücü hızla gelişen dünyamızda teknolojik araçların ve iletişim araçlarının etkili düzeyde modernize edildiği döneme girmekle birlikte, eğitim - öğretim de bu gelişmelere paralel olarak hızla değişmektir.
Klasik eğitim paradigmasının neredeyse tarihe karıştığı, üçüncü dünya ülkelerinin bile terk ettiği eğitim sistemini bizim halen canlı tutmamızın nedeni, eğitim - öğretim alanında yetişmiş ileri düzeyde eğitim yöneticisinin eksikliği ve öğretmenlerimizin kendilerini yetiştirmemelerinden kaynaklanmaktadır.
Klasik eğitim sisteminde; öğretmen " ben " merkezli olup, sadece dağarcığındaki bilgi ve birikimini öğrenciye aktarır. Bireyi sayısal ve sözel olmak üzere iki yönüyle ele alarak değerlendirir. Teknolojik araçlarından ve iletişim araçlarından mahrumdur. Öğretmen öğrenci başarılarını ölçerken" belli bir puanın üstü başarı, altı ise başarısız "gibi dar ölçekler kullanır.
Bireyin başarılı başka yetenekleri olabileceği göz ardı edilir. Sadece ders kitaplarındaki bilgiler aktarılır. Değişme ve yenileşmeye açık değildir; merkeziyetçi ve statükocu bir yapıya sahiptir. Eğitim - öğretim sadece öğretmen ve öğrenci ilişkileri ile sınırlı bir alanda gerçekleşir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Hâlbuki modern dünyanın istediği insanı yetiştirmek klasik eğitim programlarıyla adeta imkânsız hale gelmiştir. O halde yenidünya ile bütünleşme için yukarıdaki sistemden çıkarak, eğitim -öğretim uygulamalarına yön veren gelişmiş ülkelerin de kullandığı değerler, odak noktamız olmalıdır.
Duygusal zekâ, çok yönlü zekâ kuramı, toplam kalite yönetimi gibi kavramların irdelenerek bunlardan yararlanma yoluna gidilmesi gerekir.
Öğrencilere öğrenmenin öğretilmesi gerekir. Bilgi; yeni bilgilere ulaşmak için öğretilmelidir.
Yeni zekâ kuramına göre birey, sekiz boyutlu bir potansiyel olduğuna göre herkesin üstün bir yöne sahip olması muhtemeldir. Bu durumlarda bireylerin sahip olduğu potansiyellerden yeterince yararlanabilmek için eğitim ve öğretimde herkesin başarılı yönleri ortaya çıkarılmalı ve geliştirilmelidir.
Bireye araştırma yapabilme, etkili öğrenme, verimli çalışabilme gibi tekniklerin kazandırılması sağlanmalıdır. Bilgisayar ve diğer iletişim araçlarının etkili düzeyde kullanımları sağlanmalı, eğitim - öğretim etkinliklerinde eleştirel düşünme becerileri kazandırılmalıdır. Sonuç olarak artık eğitim; yararlı, doğru bilgilerin öğretilmesinin ötesine geçmiştir. Bilgi insanlara okullar aracılığıyla, teknoloji yoluyla ulaşmaya başlamıştır. Bilgi bundan böyle ulaşılmaz olmaktan çıkmıştır.
Bir eğitimcinin deyimiyle " 21.yüzyılın eğitim kurumları olarak özel okullar; bugünün şartlarına uygun giysiler diken birer terzi olmaktan öte, geleceğin yaşam zenginliğini yaratacak modacılar olmak zorundadır. "
İbrahim Kaçıran
Özel Seçkin Koleji
Kurucu