GAZİANTEP’TE BÜTÜN OKULLAR BAŞARISIZ DEĞİLDİR!
Gaziantep birçok alanda Türkiye'deki diğer iller tarafından örnek alınmakta hatta kıskanılmakta iken, eğitimde ve kültürde diğer illerden geride kalması biz eğitimcileri derinden üzmektedir. Tüm Türkiye'de gıpta ile izlenen kentimizin eğitim alanında da en az diğer alanlarda olduğu kadar iddialı olması; hatta bu iddiasını uygulamaya koyması, eğitimiyle dünya ölçeğinde söz sahibi olması ve bilgi çağı ile bütünleşmesi gerekir. Çünkü hayatın her noktasında eğitim vazgeçilmez bir olgudur. Eğitimsiz bir toplumun çağdaş dünyadaki yerini alması asla mümkün değildir.
Ne yazık ki Gaziantep 2010 yılı Lisans Yerleştirme Sınavlarında MF puan türünde 60. ,TM puan türünde 80. ,TS puan türünde de 79. sırada yer almıştır.
Yetkililerin bu tablo için: "Utanıyoruz, bu sıralama önümüzdeki yıl değişecek, eğitim birinci önceliğimizdir, eğitim olmadan hiçbir sorunun üstesinden gelinemez, eğitim uzun soluklu bir iştir, eğitim için her şey yapıldı, hasat mevsimi yakındır…" şeklindeki beyanatları basında yer almaktadır.
Beyler, bu gelişmeleri hepimiz sabırsızlıkla bekliyor ve bu gelişmelerin olmasını umut ediyoruz; ancak farklı şeyler yapmadan farklı sonuçlar bekleyemezsiniz.
Bazı çevreler, eğitimde gelinen noktayı kentin göç almasına, yeterli öğretmen atamasının yapılmamasına, okul ve derslik sayısının yetersizliğine, sınıfların kalabalık olmasına bağlamaktadır. Elbette bu faktörlerin etkisi göz ardı edilemez; ama sadece sebep bu kadar salt ve sınırlı bir çerçevede tutulmamalıdır. Çünkü bizim yaşadığımız olumsuzlukları hatta daha fazlasını yaşayan birçok il eğitimde bizden çok daha üst seviyede yer alabilmektedir.
Türk Milli Eğitiminde; öğretmen açığı, okul ve derslik sayılarının yetersizliği, öğretmenlerin pedagojik anlamda fakültelerden donanımlı yetişemediği, düşük puanlarla öğretmen adaylarının fakültelere yerleştirildiği ve daha birçok sorunun olduğu bilinen bir gerçektir. Ama bunlar sadece Antep'in değil Türkiye'nin ortak sorunlarındandır. Bunlar genel sorunlar olup bizlerin yapması gereken şey yöresel sorunlarımızı masaya yatırmaktır.
Neden önce, bütün illerimiz üç aşağı beş yukarı eşit şartlarda mücadele ettiği halde Antep'in 80. sırada yer aldığını tartışmıyoruz? Maalesef yetkililerimiz asıl gündemi değil, suni gündemleri tartışıyorlar. Keşke gündemi farklı noktalara taşıma konusunda gösterilen çabayı gerçek sorunlarımızı çözme konusunda da gösterebilseydik. İşte o zaman sorunlarımız daha kolay çözülürdü.
Eğer kentimizin eğitim sorunlarını iyi analiz edemezsek bu kısırdöngü içerisinde çabalar dururuz. Bu noktada bile hala manipülasyon yapıyorlar, gerçekleri görmemek için tüm dirençlerini kullanıyorlar. Günlerdir yerel basında yukarıdaki klişeleşmiş üç beş kelimenin dışında başka bilimsel bir yaklaşım göremiyoruz.
Kentimizde eğitimin en önemli sorunlarından biri de, yanlış idari yapıdan kaynaklanmaktadır. Yıllardır İl Milli Eğitim Müdürlüğü Makamı vekâletle yönetiliyor. Sanırım şu anda da bu görevi yürüten İl müdürü vekil olarak çalışmaktadır. 5–6 yıl gibi uzun bir zamanda eğer bu ile asil bir müdür ataması yapamıyorsanız, daha neyi konuşuyorsunuz?
Şu anda görevini vekâleten yürütmekte olan İl Milli Eğitim Müdürümüzün asaleten atanması yapılmalı, o da kalıcı olduğunun bilinciyle yapacağı çalışmaları uzun vadeli olarak planlayabilmeli. Bu da yetmez, asaletini verdiğiniz müdüre yetki de vermelisiniz, yanına da bu işi göğüsleyebilecek yardımcılarla desteklemelisiniz. Aksi takdirde denenmişi tekrar denemek başa dönmek demektir.
Yukarıda değindiğim gibi, değişimin öncüsü olabilecek ve kendini sürekli geliştirebilecek yönetim anlayışı tesis edildikten sonra, yatay ve dikey olarak okul müdürlerine kadar bu değişim yansıtılmalıdır. Değişimdeki kastım rotasyon değil, rastgele müdürlerin yerini değiştirmek hiç değildir. Duyduklarıma inanmak istemiyorum. İlköğretim müdürünü liseye, lise müdürünü ilköğretime gelişi güzel atarsanız nasıl farklı bir sonuç bekleyebilirsiniz? Liselerde yıllarca müdürlük yapmış kişi yine muadili bir liseye atanırsa, geçmişteki deneyimlerini yeni okuluna aktardığı gibi zaman kaybı yaşanmaksızın etkili bir biçimde çalışması da sağlanmış olur.
İdari yapılanma tamamlandıktan sonra ise kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlenmelidir. Bunun için ARGE departmanı oluşturularak stratejik planlar ve performans planları gibi etkinliği ve verimliliği artırmaya yönelik çalışmalara hız verilmelidir.
Bu tür uygulamalar paradigman olarak sürdürüldüğünde, eğitimde kalitenin artmasına yol açacaktır. Bununla birlikte eğitim kadrosu hizmet içi eğitimlerle desteklenmelidir.
Etkin yönetimle, süreçten çok sonuç odaklı eğitime ağırlık verilerek uygulanan programların takipçisi olunmalıdır.
Bir eğitimcinin dediği gibi: " Bir okul, yöneticisi kadar okuldur."Ayrıca, okul müdürlerinin atanmasında sadece hizmet ve genel yetenek sınav puanlarına değil, yönettiği okulun kitlesel başarısına da bakılmalıdır.
İlköğretim müfettişlerinin de rehberlik ve soruşturmadan çok başarı ile ilgilenmeleri sağlanmalıdır. Hatta öğretmenin başarısını ölçmek, müfettişlerin birinci önceliği olmalıdır.
Bu çalışmalar elimizde bulunan imkânlarla başlatılmalıdır. Diğer önemli konular okul ve derslik sayısının arttırılması, eğitim teknolojilerinin temini ve kullanımı, öğretmen açığının kapatılması, vekillik uygulamasının ortadan kaldırılması gibi iyileştirmeler de eğitim için her gün ahkâm kesen siyasilere bırakılmalıdır.
Bir başka acı gerçek de, Gaziantep'te başarısızlıktan söz edilirken Gaziantep'teki bütün okulların aynı kefeye konulmasıdır. Bu durum kamuoyunda bütün okulların başarısız olduklarına dair yaygın bir kanı oluşturmaktadır. Oysa başarı için olağanüstü çaba sarf eden ve bu amacına ulaşan okullarımız da mevcuttur. Kamuoyundaki tüm okulların başarısızlığı algısı biz başarılı okulları maalesef derinde üzmektedir.
Bakınız, MF puan türüne göre en başarılı il 304.007 puan ortalamasıyla Kırşehir olurken, bu ili Kilis, Karabük, Niğde, Denizli, Ankara, Uşak, Nevşehir, Kastamonu ve Gümüşhane izledi. Sinop, TM puan türünde 290,316 puan ortalamasıyla en başarılı il oldu.
Hâlbuki mensubu olduğum Gaziantep Özel Seçkin Kolejinin Kitlesel Başarı Ortalaması MF türüne göre 417.638, TM türüne göre ise, 341.432'dir. Bu demektir ki, MF ve TM kitlesel başarı ortalamasında Özel Seçkin Koleji, Türkiye ortalamasının üzerindedir.
Ayrıca ilimizde diğer bazı okulların da kitlesel başarı ortalaması Türkiye' de birinci olan illerin ortalamasından daha yüksektir. Durum böyle iken ilimizdeki tüm okulların başarısızmış gibi gösterilmesi bir talihsizliktir.
İlimizin başarısızlığı bu kadar irdelenirken başarılı okulların sonuçları da kamuoyu ile paylaşılmalıydı. Ne yazık ki, olumsuz bir genellemeyle, bu üst düzeydeki başarıların üstü kapatılmaya çalışılmıştır.
Genelleştirmek yerine gerek SBS' de gerekse LYS' de ortalamanın altında kalan okul yöneticilerinden hesap sorulmalıydı, başarılı okul yöneticileri de motive edilmeliydi.
4 Ekimde Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarı ile 4 Genel Müdür,9 Ekim'de de Sayın Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu kentimize teşrif edecekler. Sayın Milli Eğitim Bakanımızın da eğitimde yıllardır çözüm bekleyen sorunlara çözüm arama noktasında tavsiye ve önerileri olacaktır. Bu ziyaret umarım eğitimde belli bir düzeye çıkmamız ve başarı yolunda kentimizin üst seviyeye çıkması için vesile olur.
Sonuç olarak, tabiî ki hepimiz bu tablodan rahatsızız hatta utanç duyuyoruz; ama bu yetmez, bir şeyler yapılmalı ve acil tedbirlerle güzel kentimiz eğitimde hak ettiği yere oturtulmalıdır. Aksi takdirde, Einstein'in deyimiyle, farklı bir şey yapmadan farklı sonuç beklemek, abesle iştigal olur.
İbrahim Kaçıran
28 Eylül 2010
27 KENT Gazetesi